Blog

Ketojenik Diyet ve Yaşam

Son yıllarda popülerleşen beslenme biçimlerinden bir tanesi olan ketojenik diyet, 1920’lerde çocuklarda epilepsi nöbetlerinin sıklığını ve etkisini azaltmak için uygulanmıştır. Bir kaç hafta içerisinde ağırlık kaybı ve iştah baskılanmasına katkısı farkedilmiştir. Fakat bu ağırlık kaybının büyük bir bölümünün kas dokusundan ve su kaybından olduğu da ayrıca gözlemlenmiştir.

Temel olarak diyetle alınan enerjinin besin ögelerine dağılımı diğer diyetlere oranla oldukça farklı olan ketojenik diyetlerde, karbonhidrat içeriği düşük, protein içeriği orta ve yağ içeriği ise oldukça yüksektir. 

Çok sayıda araştırmaya konu olmuş ve halen araştırılmaya devam edilen ketojenik beslenmenin bazı hastalıkların semptomlarının azaltılmasında kanıtlanmış etkileri bulunmaktadır.

Ketojenik diyet, vücudun enerji için karbonhidrat yerine yağ yakmasını sağlayan, karbonhidrat alımındaki dramatik düşüş nedeniyle de hızlı kilo vermek isteyenler için etkili bir diyettir. Normal beslenme düzeninde vücut; enerji elde etmek için birinci öncelik olarak karbonhidratları, karbonhidratların yetersiz kaldığı durumlarda yağları ve proteinleri kullanır. Ketojenik diyetlerde karbonhidrat ve protein içeriği çok düşük bir düzeyde tutulduğu için vücut ihtiyaç duyduğu enerji miktarının tamamına yakınını yağlardan karşılar. Buna ek olarak tercih edilen bu beslenme tarzının vücut üzerinde bazı zararlarının olduğu bilinmekte olup sürdürülebilirliği yüksek olmayan, uzun süre devam ettirilmesi mümkün olmayan bir beslenme biçimidir. 

Kimler Ketojenik Diyet Yapabilir?

Ketojenik beslenme; kronik rahatsızlığa bağlı ilaç kullanan kişiler , hamileler, çocuklar, hipoglisemi riski altındakiler ve çok düşük BMI olan kişiler dışındaki herkes için uygun bir diyettir.

Faydaları:

  • Algıda artış
  • Enerji artışı
  • Açlık hissininde azalma
  • Kan şekeri seviyesinin dengelenmesi
  • Genel cilt durumunda iyileşme
  • Trigliserid ve kolesterol seviyelerininde stabilizasyon

Zararları:

  • Ketozis tablosunun oluşabilme ihtimali mevcuttur.
  • Su ve elektrolit dengesinde bozulmalara sebep olmaktadır.
  • Diyet sonunda yavaşlamış bir metabolizma hızı ve buna bağlı olarak diyetin bırakılmasını takiben verilen kiloların tümüyle geri alınması şeklinde sonuçlara neden olabilir.
  • Kalsiyum atımı hızlanarak kemik yoğunluğu azalıp osteoporosize neden olabilir.
  • Hücre yıkımının artması ve böbreklerden ürik asit atımını azalması sonucunda hiperürisemi ve guta benzer belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
  • Ketojenik diyetler karaciğer üzerinde ağır bir yük oluşturur. Bu nedenle bu diyetler kesinlikle uzun süre devam ettirilmemeli ve karaciğerinde herhangi bir hastalık bulunan kişiler karaciğer yetmezliği gelişmesi gibi risklerden korunmak adına ketojenik diyet uygulamamalıdır.
  • Sıvı alımının sınırlandırılması, idrar PH’sının azalmasıyla birlikte ürik asit taşlarının oluşmasına sebebiyet verebilir.
  • Yüksek yağ içeriği olan ketojenik diyetler doymuş yağ ve kolesterol bakımından zengin oldukları için kalp ve damar hastalıkları riskini artırır.
  • Kabızlık ketojenik diyetlerde çok fazla görülen yan etkilerden biridir. Bunun sebebi diyet posasından fakir olmasıdır.

Uygulaması oldukça zordur ve vücutta neden olabileceği olası zararlar nedeniyle bu diyeti uygulayan kişilerin sürekli olarak tıbbi takip altında olmaları gereklidir.

Daha fazlası ve merak ettikleriniz için kliniğimiz ile iletişime geçebilirsiniz. Sağlıklı ve mutlu günler dileriz…

Ketojenik Diyet